Çağ ve Ulema ÖNSÖZ

Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.

Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

Salat ve selâm olsun, Rasulullah’a, Âline, Ashabına ve kıyamete kadar O’nun izinden giden muvahhid mü’minmüslümanlara…

Şehadet ederim ki, Allah’dan başka ilâh yoktur ve Şehadet ederim ki, Muhammed (s.a.s.) O’nun kulu ve Rasulü’dür.

Rabb olarak Allah’ı, din olarak İslâm’ı, peygamber olarak Rasulullah Muhammed (s.a.s.)’i kabul ederek, katık­sız iman edip razı oldum.

“Çağ ve Ulemâ” adını verdiğimiz bu eser, “Deği­şim Dersleri” serimizin yedinci eseridir…

Bu eserimizde, “kullarının içinde, Allah’ı en iyi tanıyan, iman edip O’ndan hakkıyla korkan” muttaki İslâm âlimle­rinin, çağın içindeki sorumluluğunu ve vazifesini izah et­meye çalıştık… İnsanlar için bir örnek ve şahid kılınan merhamet olunmuş ümmetin velayet hakkına sahib olan muttaki ulemâ, âsli vazifesi olan velayet hakkını nasıl kul­lanacak ve ümmet için önderlik vazifesini nasıl kuşana­cak? Sorularına ayet-i kerimelerden, hadis-i şeriflerden yola çı­karak cevab aramaya gayret ettik…

İslâm Milleti’ne  hidayet rehberliği ve önderlik yapacak muttaki ulemânın vasıflarını, yegâne hayat dusturumuz Kur’ân-ı Kerîm’de ve yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.) ’in Sünnet’inde nasıl anlatılmış araştırmaya çaba harca­dık… Bu arada, “Ulemâ-ı Sû”, yani ilmini kötüye kullanan ve İslâm topraklarını işgal eden egemen tagutî güçlerin em-rine girmiş, “emir kulu” olmuş ilim sahiblerinin durumu da izah edildi…

Tevhidî ve ilmî sorumluluğunun şuurunda olup vazi­fesini idrak eden muttaki âlimlerin, hareket, tavır ve sözle­rinden de örnekler kaydedildi… Zulme ve zalime karşı mü­cadele eden, yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar bu mü­cadeleyi sürdürmeye çalışan, hak ve adalet taraftarı ulemâ­nın izzetli mücadelesi anlatıldı… Geçmiş çağlardaki şerefli tavırları beyan edilirken, yaşadığımız çağdaki vazifeleri gündeme getirilen muvahhid ve mücahid İslâm ulemâsının hep beraber Allah’ın ipine sarılmalarının gereği beyan olundu…

Dünyanın neresinde olursa olsun bütün mü’minler kardeş olup aynı akîdeye bağlı olan bir tek ümmettirler… Hepsi, ümmet vücûdunun birer organlarıdırlar…

Merhamet olunmuş ve aşırılığı olmayan orta bir üm­met kılınılan bu ümmet için şöyle buyuruyor Rabbimiz Allah (Azzeve Celle):

Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz.”(Enbiya, 21/92)

Yaratılış gayesi, yalnızca Allah’a ibadet etmek olan muvahhid mü’min müslümanlara, hidayet rehberliği ya­pacak muttaki İslâm Ulemâsının yeniden ümmete önderlik vazifesini kuşanması gerekir…

 

İnşaallah, bu eser, böyle mukaddes bir vazifenin olu­şumu için katkıda bulunur…

Dâvâmızın başı ve sonu, Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd etmektir.

KUL SADİ YÜKSEL

23 Receb 1422 – 10 Ekim 2001

Ihlamurkuyu – ÜMRANİYE