AYETÜ’L-KÜRSÎ’Yİ OKUYANLAR

Ebu Umâme (r.a.)’ın rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle bu­yurur:

“Kim bütün farz namazlarından sonra ‘Ayetü’l-Kürsî’yi okursa, ölüm(ünün gelmemiş olmasın) dan başka hiçbir şey onu, cennete girmekten alıkoyamaz.”[1]

İmam Hasan b. Ali (r.anhuma)’dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Kim farz namazdan sonra ‘Ayetü’l-Kürsî’ yi okursa, diğer namaza kadar Allah’ın zimmet ve himayesinde olur.”[2]

İmam Nevevî (rh.a.)’ın beyanına göre, “Ayetü’l-Kürsî,,’nin üstünlüğü, Allah’ın bütün isim ve sıfatlarının asıllarını, yani İlâh­lık, vahdaniyet, hayat, ilim, mülk, kudret ve irade’yi kendisinde toplamış olmasıdır. Bu yedi sıfat, Allah’ın isim ve sıfatlarının esaslarıdır. Bu ayet-i kerime, tüm kemâlâtın Allah’a aid oldu­ğuna ve Cenâb-ı Hakk’ın bütün noksanlıklardan münezzeh bu­lunduğuna delâlet eden ana meseleleri içinde toplanmakta­dır. Allah’ın birliği, azameti, yüce isim ve sıfatları hep bu ayette yer almıştır. İçerisinde Allah’ın adı, açık ve gizli on yedi defa zikredilmiştir.[3]

Ubeyy ibn Ka’b (r.a.) anlatıyor:

Rasulullah (s.a.s), bana:

“Ya Ebu’l-Munzir, Allah’ın Kitabı’ndan ezberinde bulunan hangi ayet daha büyüktür, bilir misin?” buyurdu.

Ben:

-Allah ve Rasulü bilir, cevabını verdim.

Rasulullah (tekrar):

“Ya Ebu’l-Munzir, Allah’ın Kitabı’ndan ezberinde bulunan han­gi ayet daha büyüktür, bilir misin?” diye sordu.

(Bu sefer ben):

-Ayetü’l-Kursî’dir, dedim.

Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), göğsüme vurdu ve:

“İlim sana mübarek (afiyet) olsun ya Ebu’l-Munzir!” bu­yurdu.[4]

Ebu Hüreyre (r.a.)’dan.

Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Her şeyin bir zirvesi vardır. Kur’ân’ın zirvesi de Bakara Sû­resi’dir. Bu sûrede bir ayet vardır ki, Kur’ân ayetlerinin efendisi­dir. O ayet, Ayetü’l-Kürsî’dir.”[5]