Emirü’l-mü’minin İmam Ömer ibnü’l-Hattâb (r.a.)’ın rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“İslâm cemaatinden ayrılmayın, ayrılıktan sakının! Çünkü şeytan, cemaate katılmayıp tek kalanlarla beraberdir. Cemaatten olan iki kişiden uzaktır.
Kim cennetin en güzel yerinden köşk sahibi olmak isterse, İslâm cemaatinden ayrılmasın!
Kimi yaptığı iyilik sevindiriyor ve kötülükleri de üzüyorsa, o kimse mü’mindir.”[1]
Rabbimiz Allah, katıksız iman ve salih amel üzere, yani Tevhid ve İslâm üzere kurulmuş İslâm cemaatinden ayrılmayı yasaklamış, mü’min müslüman kullarına birlik ve beraberliği emretmiştir… Cennetin en güzel yerinden köşk isteyen mü’min kullar, bu emri dinleyip itaat edenlerdir..
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.”[2]
“Allah’a ve Rasulüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin, şübhesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”[3]
Dünyanın neresinde ve hangi çağda olursa olsun ümmetinden üç kişinin cemaat olmadan ve aralarında birisini emir tayin etmeden yaşamalarının helâl olmadığını[4] beyan buyuran önderimiz Rasulullah (s.a.s.), cemaatin önemini şu hadislerinde gündeme getirmiştir..
1) İbn Ömer (r.anhuma)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
“Allah, benim ümmetimi-veya Muhammed ümmetini- sapıklık üzerine bir araya getirmeyecektir. Allah’ın eli, cemaatle beraberdir. Her kim cemaatten ayrılırsa, cehenneme ayrılmış olur.”[5]
2) Arfece b. Şureyh el- Eşcaî (r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
“Allah’ın eli (yardım ve himayesi), cemaatın üzerinedir. Şeytan, İslâm cemaatinden ayrılanla beraber kaçar.”[6]
3) Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
“Cemaate sarılın (sakın ayrılmayın)! Çünkü kurt, sürüden ayrılan koyunu kapar.”[7]
4) Muaz b. Cebel (r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur.
“Şeytan, koyunun kurdu gibi insanoğlunun kurdudur. Sürüden ayrılan ve uzaklaşan koyunu kurt nasıl kaparsa, şeytan da cemaatden uzaklaşan insanı öyle kapar. Onun için tenha yollardan (ayrılıktan) uzak durun. Cemaatten, topluluktan ve mescidlerden ayrılmayın!”[8]
[1] Sünen-i Tirmizî, Kitabu’l-Fiten, B.7, Hds.2254.
Taberânî, Mu’cemu’s-Sağir, C.1, Sh.256, Hds.168.
Muhammed b. İdris eş-Şâfiî, er-Risale, çev. Prof. Dr. Abdulkadir Şener-Prof. Dr. İbrahim Çalışkan, Ank.1996, Sh.256, Md.1315.
Ayrıca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.1, Sh.18-26, C.3, Sh.446.
[2] Âl-i İmran, 3/103.
[3] Enfal, 8/46.
[4] Abdullah ibn Amr(r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Dünyanın ücra bir köşesinde bile olsa üç kişinin içlerinden birini kendilerine emir tayin etmeden yaşamaları helâl olmaz.”
Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2, Sh.177.
[5] Sünen-i Tirmizî, Kitabu’l-Fiten, B.7, Hds.2255.
Sünen-i İbn Mace, Kitabu’l-Fiten, B.8, Hds.3950. (Birinci cümle)
[6] Sünen-i Neseî, Kitabu Tahrimu’d-Dem, B.6, Hds.4007.
[7] Sünen-i Ebu Davud, Kitabu’s-Salat, B.46, Hds.547.
Sünen-i Neseî, Kitabu’l-İmame, B.48, Hds.847.
İmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, C.4, Sh.165, Hds.224/1094.
[8] İmam er-Rûdânî, Cemu’l-Fevaid, C.1, Sh.192, Hds.1256. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.5, Sh.233-245’den.
İmam Suyutî, Camiu’s-Sağir Muhtasarı, C.1, Sh.541, Hds.1165(2022).
İmam Hafız el-Munzirî, A.g.e., C.1, Sh.334, Hds.7.