Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. ” Hamd, Âlemlerin Rabbi Allah’adır. Selat ve Selâm olsun Rasulullah’a, Âline ve Ashabına…
Şahadet ederim ki, Allah’dan başka ilâh yoktur ve Şahadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.s.) Allah’ın kulu veRasulü’dür.
İşgal altında ve Müstekbir tâğutların egemenliğinde bulunan İslâm topraklarının parçalanmış bir kısmında e-saret altında yaşayan biz Mü’min Muvahhid Müslümanlar, bu esaretten, bu sömürüden ve bu ezilmişlikten kurtulma çareleri arıyoruz!..
Ümmet bütünlüğünün, emperyalist müşrikler ve yerli uşakları mürtedİer tarafından bozulduğu günden günümüze kadar bir çok kurtuluş çareleri denendi ve hâlâ denenmeye devam etmektedir…
Bütün bu denemelerin sonucunda şunu gördük ki, Mü’min Müslümanlar, ciddi bir İslâmî eğitimden geçmedikleri için zamansız çıkışlar ve yersiz hareketler gündeme girmektedir… Böyle rahatsız edici durumların meydana gelmemesi için çok ciddî bir öğretim ve eğitime ihtiyaç vardır… Çünkü inkılâb sonucu toplumsal değişimler veya toplumsal değişimler sonucu inkılâblar, bir kaç günlük çalışmanın sonucu olmadığı inkâr edilemez bir hakikattir… Toplumsal değişmeler, yılların, hatta belki a-sırların sonucu gerçekleşecek değişimlerdir…
Bir ferdin değişmesi, gelişmesi, eğitim ve öğretimi yıllar alırken, özlerine yabancılaştırılmış, köklerinden koparılmış, kalbleri ve beyinleri, şirk ve küfür kültürüyle değişime uğratılmak istenmiş, hatta istenen değişim, belli ölçülerde gerçekleştirilmiş bir toplumun değişimi, az bir zamanda olmasa gerektir…
Anında kaldırılmış değerlerin, iki ayak üzerine yerli yerine oturtmak, hem de bunca engellere, bunca tağutî ve şeytanî güçlerin Önlemlerine rağmen, basit ve kolay olmasa gerektir…
İslâm inkılâbı, bir değerler değişimi inkılâbıdır…
Küfür ve şirk değerlerinin, yâni tağûtî ve beşerî değerlerin, Allah’ın dini hayat nizamı olan İslâmî değerlerle yer değiştirme inkılâbıdır, İslâm inkılâbı!.. Tağutî değerlerin beyinlerden ve kalblerden sökülüp atılması gerektiği gibi, hayattan ve toplumdan da sökülüp atılması ve onların yerine İslâmî değerlerin ikame edilmesi gerekir… İşte İslâm inkılâbı, böyle bir değerlerin değişmiş inkılâbıdır…
Yegâne Rabbimiz Allah (c.c), Nebileri ve Rasulleri (selat ve selâm cümlesinin üzerine olsun) böyle bir inkılâb gerçekleştirmeleri için vazifeli kılıp göndermiştir. ..
“Andolsun, Biz, her Ümmete: ‘Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının’ (d:ye tebliğ etmesi için) bir Peygamber gönderdik. Böylelikle onların, kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.[1]
Hangi asırda ve hangi çağda olursa olsun, İslâm inkılâbını gerçekleştirmek isteyenlerin, onlardan önce bunu becermiş olan Peygamberlerin yolunu takib etmek zorundadırlar!.. Değerler inkılâbı nasıi gerçekleşecekse, en ince noktalarına kadar, Rabbiniz Alİah (c.c), gönderdiği Peygamberlerine öğretmiş, göstermiş ve onların eliyle gerçekleştirmiştir. ..
Mü’min Müslümanların yegane Örnekleri Peygamberlerdir… Bizim kendisinden mes’ul olduğunuz son şeriatın Nebisi ve. Rasulü Rasulullah Muhammed (s.a.s.), Mü’min muvahhid müslümanların yegane önderi, örneği ve itaat merciidir… Rabbimiz Allah, RasuluIIah (s.a.s.)’i, bize önder ve Örnek kılıp, O’na itaat etmemizi emretmiştir.
“Andolsun, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü u-manlar ve Allah’ı çokça zikredenler için, Allah’ın Rasulü’nde güzel bir örnek vardır. [2]
“De ki: Eğer siz, Allah’ı seviyorsanız bana uyun, Allah da, sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
De ki: Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse, şübhesiz Allah, kâfirleri sevmez. [3]
Değerler değişimi olan İslâm inkılâbını gerçekleştirmek için RasuluIIah (s.a.s.)’in izinden yürüyecek ve O’nun Sünnetine azı dişleriyle sarılmış bir nesile ihtiyaç var… Kur’ân ve Sünnet’i esas alan, Ümmetin icmasına ters düşmeyen ve Müctehid imamların ictihadlan doğrultusunda hareket eden Mü’min muvahhid müslüman nesil. .. Hedefi, Allah’ın rızasına göre hareket etmek olan bu nesil, istikamet üzere ve büyük bir sabırla, Allah yolunda cihada devam edecektir…
“Dâva Dersleri”, böyle seçkin, Mü’min muvahhid müslüman neslin yetişmesine bir katkı olması için hazırlanmıştır… Memleketin bir çok yerinde yüzlerce insanın katıldığı derslerde anlatılmış, katılanların soruları, açıklamaları ve eleştirileriyle geliştirilmiştir…
Defalarca işlenen bu dersleri takib eden çeşitli seviyedeki dinleyicilerin vesilesiyle, belli bir seviye yakalanmaya çalışılmıştır…
Bu çalışma sonucu bir araya getirilen ve yeniden tanzim edilen ders notlarından oluşan, “Dâva Dersleri serisi”nin ilk kitabı olan “Kelime-i Tevhid Dâvası”, on dersten oluşmuştur… Bu ilk eseri takib eden diğer eserler de, aynı usul üzere hazırlanacak ve derslere katılmayanların hizmetine sunulacaktır. İnşâallah…
Bu dersler, İslâmî eğitim ve Öğretime tabi tutulan şahsiyetlerin, gruplar halinde işleyecekleri derslerdir… Dersleri takib edecek olanlar, derse gelmeden önce Kitabta yer alan konuyu iyice okuyacak, verilen kaynakları araştıracak, Ayet-i Kerime’leri tefsir kitablarından, Hadis-i Şerifleri de hadis şerhlerinden okuyup inceleyecek, notlar ve sorularla derse katılacaktır…
Dersi işleyen şahsiyetin anlatmasından sonra, derse katılanların katkıları gündeme gelecek, böylece o konu iyice anlaşılmış olacaktır… Konunun anlaşılmasından sonra öğrenilmiş olan bilgi, amele dönüşecek ve böylece değerler değişimi inkılâbına katkı sağlanmış olunacaktır!..
Rabbimiz Allah (c.c.) buyurur:
Bir millet, kendi durumlarını değiştirmedikçe, Allah onların durumları değiştirmez.[4]
Ve yine buyurur Rabbimiz Allah:
“Nedeni şu: Bir kavim (toplum), kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir. Allah, şübhesiz, işitendir, bilendir.[5]
Dâvamızın başı ve sonu Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdetmektir…